"You are being watched. The government has a secret system: a machine that spies on you every hour of every day. I know, because I built it. I designed the machine to detect acts of terror, but it sees everything. Violent crimes involving ordinary people; people like you. Crimes the government considered 'irrelevant'. They wouldn't act, so I decided I would. But I needed a partner, someone with the skills to intervene. Hunted by the authorities, we work in secret. You'll never find us, but victim or perpetrator, if your number's up... we'll find you". ( Micheal Emerson''un sesinden)
Izleyici, onlarca bolumu izledikten sonra birseyi farkediyor: Dizinin karakterleri ve dizinin mekani gercek hayatla o kadar ic ice ki, Baudrillard'in '' hiper-gerceklik'' ve '' simulasyonlar'' dedigi sey. Peki neden olaylar ve mekan bu kadar gercekci? birinci agzi kullanacagim. Gectigimiz gunlerde, person of interest'in set arkasi ve cekim hatalariyla ilgili bir videosunu youtube'da izliyordum. Dunya'nin en kalabalik, en kosmopolit, en esitsizlikci, en kapitalist metropollerinden biri olan New York. Person of interest gibi yuzlerce diziye ev sahipligi yapiyor. New York'un ana caddeleri, dizilerin ana setleri adeta. Garip olan sey ise, dizinin farkli section'lari cekilirken, insanlarin dizi setininin icinden gecip gitmesi. Insanlar, dizinin cekildigini goruyorlar ve dizinin ne oldugunu da biliyorlar. Hatta bu diziyi her hafta Tv'lerinde izliyorlar. Fakat, gercegi burada.. tum gerceklik.. oyuncular.. kameralar.. mikrofonlar..aksiyon sahneleri. Insanlar aldiris etmiyor bile. Elinde kocaman hamburgerini yiyerek bir kadin setin icinden geciyor. Kafasindan sunu geciriyor olmali '' Evet, bu dizi de olabilir, gercek te. Nitekim New York'da her gun yuzlerce olay oluyor. Kimileri cinayet vakasi. Bu kovalamaca da onlardan biridir herhalde''. Insanlarin dizi setine olan ilgisizligi aklima simulasyon ve mu gercek mi sorusunu getiriyor. Sosyal fenomeni, ya da Durkheim seyler ya da nesneler dedigi ve o nesnelerin toplaminin toplumdaki kollektif bilinci yarattigi klasik dusunceden New York'ta eser yok. Oyle ki, mantikli bir insanin aklina su soru geliyor '' Dizideki suc sahneleri cekildigi icin mi gercekte kriminal olaylar meydana geliyor, yoksa gercekte kriminal olaylar meydana geldigi icin mi dizide konu olarak isleniyor? '' Bu soru, bir cok insanin kafasini karistiyor. Yaniti ise basit : Post-modern toplum, tum kavramlarin ic ice gectigi, nosyonlarin anlamlarini kaybettigi, mantiksiz rasyonalitenin hukum surdugu, iletisim araclarinin yayginlastigi, insanin somuruldugu, toplum muhendislerinin alanlari altust ettigi, populist soylemlerin egemen oldugu ve tipki dizideki machine ( makine) gibi insanlarin ne yaptigini 7/24 gozetleyen bir panoptikon'a benzeyen bir toplumdur. Giddens'in deyimiyle bu gun icinde o kadar hizli akar ki yasam ve etkilesim oylesine yogundur ki, toplumsal eylem yeniden donusur ve insa edilir. Zaman-uzam ikileminin ortadan kalktigi bir toplumda insanlari uyutabilmenin en iyi yolu, onlara tuketim cilginligi ve urun bagimliligi asilamaktir. Person of Interestin cekimlerinde, o upuzun cadde uzerinde oyuncularin rolleri ve kendileri o kadar siliktir ki, Jim Caviezel yerine siradan bir vatandasi koydugunuzda dizide sanki bu degisiklik farkedilmeyecekmis gibi geliyor. Dolayisiyla toplumsal rollerde de bir karmasiklik soz konusu. Person of Interest'i ve diger dizileri de garip yapan bu. Turkiye'de cok izlenen dizilerden biri olan Kurtlar Vadisi'ni ele alalim. Muhtemelen Vadi'nin cekildigi sete vatandaslarin yogun ilgisi olacaktir. Polat Alemdarin rolunu siradan bir vatandasa vermek imkansizdir. O, halkin gozunde bir kahramandir. Yeri doldurulamaz. Dizinin cekildigi yerde insanlar, kendilerini cekimlerin yapildigi yere bakmazdan alamazlar. Gozler, oyuncularin uzerindedir. Kurtlar vadisinin cekimleri, gercekten bizlere dizi cekimi izlenimi verir. Tv'de montajlanan hali, setten farklidir ve insanlar bunu bilir. Oysa, Person of Interest'de bu sinir ortadan kalkmistir. Oyleyse, Turk dizileri halen Modern ve gelenekseli yasarken, Amerikan dizileri post-modern olmayi nasil basarmistir? Uzerinde dusunmeye deger.
SOSYOLOJİ NOTLARI
FURKAN ARISOY
ISPARTA 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder